MEHMET BEKAROĞLUNUN ÇAYKUR TEPKİSİ DİNMİYOR
ÇAYKUR’un yağmalanmasına karşı tüm siyasi partiler, başta Ziraat Odaları olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları karşı çıkmalıdır. Çünkü ÇAYKUR, hepimizin geleceğidir. ÇAYKUR’dan asla vazgeçmeyiz”.
Hayati Akbaş
ANKARA-Çay kur’un Varlık fonuna devredilmesine geçtiğimiz günlerde tepki gösteren kendisi Rize’li olan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu kendisi hakkında karalama kampanyası başlatılmasına tepki gösterdi.
Mehmet Bekaroğlu yaptığı açıklamada iktidar milletvekillerinin her konuda olduğu gibi bölgemiz için hayati bir konu olan çay ve ÇAYKUR’la ilgili de gerçekleri saptırmakta, bölge insanını aldatmaktadırlar dedi.
Bekaroğlu tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “ ÇAYKUR’un Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesi ile ilgili iktidar milletvekillerinin yapmış olduğu açıklamaların gerçekle bir ilgisi yoktur; iktidar milletvekilleri her konuda olduğu gibi bölgemiz için hayati bir konu olan çay ve ÇAYKUR’la ilgili de gerçekleri saptırmakta, bölge insanını aldatmaktadırlar.
Milletvekili Hikmet Ayar, ÇAYKUR’un Özelleştirme İdaresinden alınıp Türkiye Varlık Fonu’na devredildiğini söyleyerek, hemşerilerimize ÇAYKUR’un özelleştirilmeyeceğini söylemeye çalışmıştır. Bunun gerçeklikle ilgisi yoktur. İlk söylediğimi yineliyorum: ÇAYKUR, Varlık Fonu’na devredilerek esasen özelleştirilmiştir; üstelik ücretsiz/karşılıksız bir şekilde. Çünkü Varlık Fonu, bütünüyle özel hukuk hükümlerine tabi, Sayıştay ve TBMM denetiminin dışında olan bir kuruluştur.
Geçtiğimiz günlerde sahte oy kullanarak TBMM tarihinde görülmemiş bir skandala imza atan Milletvekili Hasan Karal ise “Çaykur’un bir kuruşunun dahi içerde ve dışarıda kimseye asla rehin verilmeyecek.” açıklamasını yapmıştır. Sahteci Karal böyle diyor ama 19.08.2016 tarih ve 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4. Maddesinin 3. Fırkası aynen şunları söylüyor: Finansman sağlanırken Türkiye Varlık Fonu portföyü üzerinde teminat, rehin, kefalet ve ipotek tesis edilebilir”.
Değerli Hemşerilerim; Türkiye Varlık Fonu, Portföyüne verilen ÇAYKUR ve diğer kamu kuruluşlarını karşılık göstererek borç alması için kurulmuştur. Olayın aslı şudur: Dışarıda likidite kısıldı, Türkiye ekonomisi iyi gitmiyor, Türkiye dışarıda borç para bulmakta zorlanıyor. Son zamanlarda dolardaki yükselmenin nedeni de budur. Türkiye borç para bulmak için karşılık (teminat, rehin, kefalet ve ipotek) göstermek durumundadır. Bunun anlamı elbette iflastır. Bugüne kadar 1 trilyon doların üstünde kaynak kullanan Hükümet, artık kaynak bulamıyor, aynen iflas eden tüccar gibi babadan kalma kıymetli mallarını rehin vererek borç almaya çalışıyor. İşte bu kıymetli mallardan biri ÇAYKUR’dur. ÇAYKUR’un varlıkları; arsaları, fabrikaları, gelirleri, stokları, pazar değeri… Teminat, rehin, kefalet ve ipotek gösterilerek borç para alınacaktır. Bunun anlamı alacaklıların bir süre sonra ÇAYKUR’un varlıklarına el koymaları ve haraç mezat satmalardır. ÇAYKUR’u almak için kimlerin avuçlarını ovuşturduklarını herkes biliyor.
Değerli Hemşerilerim, Milletvekili Karal, önümüzdeki dönemde Varlık Fonu bünyesinde sağlanacak imkânlarla, yeni atılımlar yapacağını ve ÇAYKUR’un daha ileriye gideceğini söyleyerek hepimizin aklı ile dalga geçiyor. Varlık Fonu’nun herhangi bir imkânı yok; Varlık Fonu, ÇAYKUR gibi, Ziraat Bankası gibi, PTT gibi, BOTAŞ gibi, Halkbank gibi milletimizin varlıklarını alıyor. Varlık Fonu, Özelleştirme idaresinin yeni adıdır. Kamunun kalan varlıkları Varlık Fonu aracılığıyla haraç mezat elden çıkarılacak, özelleştirilecektir.
Ben görevimi yapıyorum; Bölgemizin, insanımızın hakkını hukukunu savunuyorum. Esas fitne çıkaran, yalan söyleyen, sahtecilik yapan bu zattır. Bu zat, yalanı, fitneyi ve sahteciliği alışkanlık haline getirmiştir.
Değerli Hemşerilerim, gerçeğin kendisini söylüyorum, herhangi çarpıtma yapmıyorum. Gerçek dışı olan, çarpıtma olan; iktidar partisi milletvekillerinin açıklamasıdır. Ben görevimi yapıyorum, takdir sizlerindir.
ÇAYKUR, bölgede sosyal devletin gerçekleşmesini sağlayan, insanlarımızı bu bölgede tutan önemli bir kamu iktisadi kuruluşudur. Bu konuda endişelerimi dile getirirken, çağrımı da bir kez daha yineliyorum. ÇAYKUR’un yağmalanmasına karşı tüm siyasi partiler, başta Ziraat Odaları olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları karşı çıkmalıdır. Çünkü ÇAYKUR, hepimizin geleceğidir. ÇAYKUR’dan asla vazgeçmeyiz”.