AnasayfaArtvin'den HaberlerARTVİN’DE DİYABET KONULU EĞİTİM DÜZENLEDİ

ARTVİN’DE DİYABET KONULU EĞİTİM DÜZENLEDİ

ARTVİN’DE DİYABET KONULU EĞİTİM DÜZENLEDİ

1-1

Artvin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından Diyabet Konulu Eğitim Düzenlendi

ARTVİN-Artvin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından organize edilen, diyabet eğitimini Artvin devlet hastanesi doktorlarından dâhiliye uzmanı Dr. Umut Aykanat tarafından genel sekreterlik toplantı salonunda yapıldı.

Tüm sağlık çalışanlarına diyabet hakkında bilgi vererek, karşılıklı soru-cevap şeklinde geçen eğitimde günün anlam ve önemi haricinde son gelişmelerden, insülin kullanımı, hastalarda gelişebilecek komplikasyonlardan hipoglisemi (şeker düşmesi), hiperglisemi (şeker yükselmesi) ve hemoglobin A1C gibi çok önemli konulara değinildi.

Aykanat sunumuna başlamadan önce, “Hemoglobin A1C, kan plazmasındaki glikoz şekeri yoğunluğunu tespit etmeye yarar, kan testi sonucunda okunan HBA1C anlık kan şekerini değil, son üç ayın ortalama şeker değerini verir” dedi.

 

Sunumu ve önemli konularda bilgilendirmelere değinen Uzman Doktor Umut Aykanat sunumunda şu ifadelere yer verdi: “

 

Diyabet, Diabetes Mellitus

 

Şeker Hastalığı pankreasın yeterli oranda insülin üretememesi ya da vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sebebiyle ortaya çıkan ve ölünceye dek süren kronik hastalıktır.

 

Ömür boyu süren bu hastalık olan diyabet ya da şeker hastalığı insülin hormonunun eksikliğine dayalı olarak kanda şeker oranının yükselmesi ve belirli bir zaman sonra kan damarlarının tıkanma sonucuna götüren bir hastalıktır.

İnsülin pankreas tarafından salgılanan bir hormon olarak kandaki şekerin hücrelere geçişini sağlamak görevini üstlenir. Eğer kanımızda insülin hormonu eksikse veya hiç yoksa aldığımız besinlerin hücrelerimize geçmesi ve oradan da enerji olarak vücudumuza yararlı olmasına imkân yoktur.

 

İnsülin hormonu bu nedenle çok önemli bir hormondur.

 

Diyabet Belirtileri Nelerdir?

 

Sık İdrara Çıkma: Normalden daha sık idrara çıkmak diyabetin karakteristik belirtisidir. Bunun nedeni, vücutta yeterince insülin bulunmadığında ya da etkisi azaldığında karaciğerin glikozu tekrar kana karıştırabilmek için suyu toplamasıdır.

Karaciğer glikozu inceltmek için suyu topladığından idrar kesesi daha sık dolar ve daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duyarsınız.

 

Sürekli Susuzluk Hissi: Su içmenize rağmen susuzluğunuzu gideremiyorsanız bu diyabet belirtisi olabilir. Sık su içme isteği genellikle sık idrara çıkma ile aynı dönemde görülür. Bunun nedeni sık idrara çıkmanın nedeni olan karaciğerin glikozu incelterek kana karıştırmak için daha fazla suya ihtiyaç duymasıdır.

Kandaki su karaciğere toplandığı ve bu su idrarla birlikte atıldığı için vücut susuz kalır ve daha sık susuzluk hissedersiniz.

 

Kronik Yorgunluk: Kanda yeterince insülin bulunmadığında glikoz hücrelere geçiş yapamaz. Ancak hücrelerin enerji üretimi için glikoza ihtiyacı vardır.

İnsülin olmadığında ya da var olan insüline hücreler tepki vermediğinde glikoz kan içinde, hücrelerin dışında kalır. Bunun sonucu olarak yeterince enerji üretilemez ve kişi kendini yorgun ve halsiz hisseder.

 

El, Bacak ve Ayaklarda Karıncalanma: Diyabet nedeniyle el, bacak ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma yaşıyorsanız bu diyabetin ilerlemiş olduğunun işaretidir. Çünkü karıncalanma ve uyuşma olabilmesi için kandaki glikoz seviyesi uzun süre yüksek kalmalıdır.

 

Diyabet tedavisine başlanmadığı takdirde karıncalanma ve uyuşmalar artar. Tedaviyle birlikte, glikoz düştükçe el, bacak ve ayaklardaki karıncalanma şikayeti de azalır.

 

Şeker Hastalığının Tedavisi Nedir?

 

Şeker hastalığına yakalanmış bir insan için ilaç tedavisi ve diyet önerilmektedir. Şeker hastalığına yakalanma sınırında olan aşırı kilolu insanlar pankreasın tam kapasite çalışmasını yavaşlatmak için derhal önlem almak ve şeker hastalığına yakalanmaya doğru giden yoldan geri dönmek zorundadır. Bunun için yapacakları ilk şey; aşırı kilolardan kurtulmak ve hareketli bir yaşam tarzına kavuşmaktır. Aşırı kilolardan kurtulmanın tek yolu 3B 3 beyaz zehir olan tuz un ve şekeri yemek programından tamamen çıkarılmasıyla ve yaşama egzersizin getirilmesi ile mümkün olur.

 

Şeker hastalığına yakalandıktan sonra tedavi için uygulanan yollardan ilki ilaçla tedavidir. Bu ilaçlar ömür boyu alınmak zorundadır. İhtiyaca göre insülin iğneleri de verilmektedir. Elbette bu ilaçlar tek başına diyabet ile mücadele için yeterli değildir. Bununla beraber yaşam formatının tamamen değiştirilmesi gerekir. Örneğin yemek alışkanlıkları tamamen değiştirilmelidir. Öğünler artırılmalı ve her öğünde azar azar yemek yenmelidir. Diyabet hastaları yağlı şekerli yiyeceklerden tamamen uzak durmak zorundadır. Bununla beraber şeker hastaları için tavsiye edilen -eğer kalp hastalığı yoksa- günlük rutin egzersizlerdir. Egzersizler; kan şekerini dengelemede etkin rol oynar.

 

Tip 1 İle Tip 2 Diyabet Nedir, Arasındaki Farklar Nelerdir?

 

Tip 1 Diyabet

 

Çocuk ve genç yaşta görülen tip 1 diyabet yani insüline bağımlı olan diyabet hastalığında pankreas insülin hormonu üretmez bu nedenle hastalara dışardan insülin hormonu verilir ve tip 1 diyabet hastalarım kapsül ya da haplarla tedavi olamazlar. Çünkü tamamen insüline bağımlı bir hayat yaşarlar.

 

Tip 2 Diyabet

 

İnsülin hormonu salgılanıyor ve bu yavaş yavaş çeşitli etkenlere bağlı olarak azalıyorsa bu diyabet tip 2 diyabet yani insüline bağımlı olmayan diyabet olarak adlandırılır. Bu diyabet hastalığı 35 40 yaştan sonra görülmektedir. Tip 2 diyabet hastalığına yakalananlar gerekli ilaçları zamanında alırlarsa kendileri için hazırlanan şeker diyetini tam anlamıyla uygulayıp yaşamlarına biraz da egzersiz kata biliyorlarsa şeker hastalığıyla barış içinde uzun yıllar geçirirler.

 

Fakat bu hastaların da ilerleyen yaşlarda insülin ihtiyaçları olabilir. Şeker hastalığı genel olarak ömür boyu süren bir hastalıktır insülinin etki etmediği ya da eksik salgılandığı durumlarda ortaya çıkar. Kandaki şeker oranının yükselmesi diyabetin oluşma nedenidir. Bunun dışında diyabetin sebepleri genetik faktörler olabilir dış etkenler olabilir. Pankreastaki insülin salgılayan hücrelerin tahrip olması sebebiyle de Diyabet ortaya çıkmış olabilir. Tip 1 diyabet genetik olarak yatkın kişilerde vücudu virüslere karşı koruyan vücudun doğal savunma mekanizmasının pankreasta insülin üreten hücrelerin tahrip edilmesiyle başlayan bir süreç.

HbA1c Ölçümü Tip 2 diyabet için anlamlıdır. Diyabet tedavi edilebilir bir hastalıktır.”

 

Sunumun ardından diyabet eğitimi karşılıklı soru ve cevapların ardından sona erdi.

HAYATİ AKBAŞ

1-2 1-3 1-4